20. Yüzyılın Büyük Türk Şairlerinden Yahya Kemal Beyatlı
Mahlas/takma ad kullanımının yaygın olduğu dönemlerde “Yahya Kemal” adını alan edebiyatçımızın asıl adı Ahmed Agâh’tı. 1884 doğumlu şair Soyadı Kanunu ile de “Beyatlı” soyadını aldı. O, Divan şiirini, modern Türk şiiri ve Batı şiirini eserlerinde mükemmel bir biçimde sentezleyen büyük bir şair, düşünce ve kültür adamıydı. Bu listemizde 20. yüzyılın Türk şairlerinden Yahya Kemal Beyatlı’yı ağırlıyoruz.
Üsküp’te dünyaya gelen şair, eğitimini Üsküp ve Selanik’ten sonra İstanbul’da sürdürdü. Ardından Paris’e giderek önce siyaset bilimi okudu sonra edebiyat fakültesine girdi fakat eğitimini tamamlayamadı. Paris’te geçen dokuz yılı tarih ve edebiyat üzerine derin araştırmalar yaptığı, edebi anlayışının şekillendiği yıllar oldu.
İstanbul’a döndüğünde tarih ve edebiyat öğretmenliği yaptı; öğrencileri arasında Ahmet Hamdi Tanpınar da vardı. Milli Mücadele yıllarında çıkardığı ve geleceğin edebiyatçılarını çevresine topladığı Dergâh dergisiyle mücadeleye destek verdi. Cumhuriyet’in kuruluşunun ardından sırasıyla diplomat, milletvekili ve büyükelçi oldu.
Türkiye Türkçesi ile de Osmanlıca kelimelerle de şiirler yazan Yahya Kemal Beyatlı Türk edebiyatını daima bir bütün olarak algıladı. Onun asıl vurgusu şiirin dilindeki ahenge oldu ve bunun içindir ki şiiri farklı bir musiki olarak niteledi. Şiirlerini daima aruz ile yazdı, hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri “Ok”tu.
Yazı ve şiirlerine uyguladığı mükemmeliyetçiliği eserlerini tamamlanmış bulmamasına, dolayısıyla yaşarken kitap yayımlamamasına neden oldu. Eserleri ancak vefatından sonra kurulan Yahya Kemal Enstitüsü tarafından 13 ciltlik bir külliyat olarak yayımlandı. İstanbul üzerine yazdığı yazılardan oluşan “Aziz İstanbul” kitabı da bunlardan biriydi.
1958’in 1 Kasım gününde hayata veda eden Yahya Kemal Beyatlı Aşiyan Mezarlığı’na defnedildi. Şair, bugün ziyaretine gidenleri mezar taşındaki şu dizelerle karşılıyor: “Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde. / Gönlü her yerde bohurdan gibi yıllarca tüter, / Ve serin serviler altında kalan kabrinde, / Her seher bir gül açar her gece bir bülbül öter.”
Yahya Kemal Beyatlı’dan geriye, yukarıda okuduğunuz “Rindlerin Akşamı”nda olduğu gibi ölümü anlatan; ya da sonsuzluğu, aşkı, doğayı, tarihi anlatan eşsiz şiirler kaldı.
2,456 okunma